Rezervasyon
Yapı Kredi Crystal

Sunsetter

Sevan Bıçakçı ile Sunsetter röportajı

Tasarımlarınız, antika mücevher ve objeleri anımsatan çizgiler taşıyor. Tarih ne kadar etkili oluyor yaratırken?

Tarihçi değilim ama Istanbul gibi bir zaman makinesinde yaşıyor olmam tasarımlarımı kaçınılmaz bir şekilde etkiliyor. İmparatorluklara başkentlik etmiş; İpek Yolu boyunca hareket eden birçok kervan ağırlamış; tarih boyunca avantajlı ve bereketli konumuyla tüm yönlerden göç almış ve nice kültürü birbiriyle kaynaştırarak kendi eşsiz kimliğini bulmuş, yerkürenin en nadide şehirlerden birinde yaşadığımın her an farkındayım. Beni temelde bu duyguyu tasarım üzerinden aktarabilmek ilgilendiriyor. İstanbul’un eşsiz ruhunu bu şekilde soluyor ve elimden geldiğince cisimleştirmeye çabalıyorum.

Sanki İstanbul’un etkileri ağır basıyor mücevherlerinizde?

Doğallıkla böyle olması gerekmez mi? Roma’da büyümüş olsam belki gene zamanı kestirilemeyen, bol katmanlı işler ortaya koyuyor olurdum ama sesleri bir başka türlü çıkardı. Başka bir yerin veya kişinin sesini taklit etmeye çalışmadığım için mutluyum.

Ne tasarlayacağınıza önceden karar verip mi ilerliyorsunuz yoksa daha spontane mi gelişiyor?

Önceden karar versek de süreç içerisinde türlü doğaçlamalar kendiliğinden geliyor. Genelde bir esin kaynağının aktardığı duygu her ne ise, ekip içinde derinlemesine tartışır ve eskizlere dönüştürmeye çalışırız. Eğer daha doyurucu sonuç alabileceğimizi hissediyorsak, çizim veya tezgahta üretim sırasında özgün plandan sapmalar gerçekleştirebiliyoruz. Bu neredeyse her zaman oluyor.

Tasarım ve üretim tek kişilik bir çalışmanın eseri mi?

Arkada bir ekip yer alıyorsa, nasıl ilerliyor süreç? Bundan 17 yıl kadar önce sonradan çizgim olarak anılacak bir tarzın temellerini attım. Varılan noktada ise bu kimliğin gereklerini atölye arkadaşlarıma anlatmak işimin belki de en önemli parçası. Ressam, heykeltıraş, hattat, cam-seramik ustası ve birbirinden usta birçok zanaatkarın aynı çatı altında katkı verdiği bir atölyeyi yönetiyorum. Üretimdeki herkesin el ile yaratıcılık becerilerini yakından takip eder ve her birini elden geldiği kadar zorlamaya çalışırım ki tarz ve tekniğimizi daha öte boyutlara taşıyabilelim. Bu şekilde becerisini hakkıyla ilerletmeyi başarmış olan bazı usta veya sanatçılarım öneri getirme özgürlüğüne sahiptir.

Yurtdışında tercih edilen eserlerinizle yurtiçinde satılan tasarımlarınız arasında bir fark var mı?

Son dönemde İslam kültürünü çağrıştıran, hat sanatıyla bezenmiş işlerin özellikle Batı toplumlarında eskisi kadar rağbet görmediğini söyleyebilirim ama neticede ben buyum; daha çok insan tarafından beğenilmek için kalbimi, çizgimi değiştiremem. Bu tür tabulara takılmayan yeteri kadar insan var dünyada. Doğru örnekler olarak onlara bakmayı tercih ediyorum. Miami’de showroom açmak çalışma tarzınıza neler kattı veya neler değiştirdi? Miami’deki mekanımın açılışından bu yana üçüncü kez Art Basel / Design Miami etkinliğine katılmak üzereyiz. Mücevher markası kimliğiyle boy göstermek isteyen kimsenin katılmasına izin verilmeyen bir organizasyondan söz ediyoruz. Dolayısıyla, üçüncü keredir işlerimizin adamakıllı içine yedirilmiş olduğu ama bir yandan da onları çarpıcı şekilde sergilemeye yönelik bir yerleştirme hayal etmekteyiz. Mücevher tasarımının yanı sıra, yerleştirme kurgulamak işimizin bir parçası haline geldi. Bence çok heyecan verici bir durum… Diğer yandan, tropikal kültür, müziği ve canlılarıyla, özellikle rengarenk kuşlarıyla hayatıma girdi. İstanbul’la karşılaştırmak elbette büyük haksızlık olur ama en azından şu sıralar Miami de dünyanın dört bir tarafından insanların kaynaşma noktası. Umarım bu hep böyle devam eder.

Özellikle saatleriniz çok yüksek meblağlarla alıcı buluyor, bunu nasıl açıklıyorsunuz? Saatlerimin pek azı zamanın kolayca okunmasına imkan tanıyor… Seksen beş parça iş ancak 9 senede tamamlanınca söz konusu “yüksek meblağlar” kaçınılmaz oldu. Umarım bundan yüz yıl sonra daha da yüksek değerlere kavuşurlar.

Kapalıçarşı’da lezzet duraklarınız, gizli adresleriniz vardır mutlaka. Bunları bizimle de paylaşır mısınız?

Yurtdışından gelen bir misafirinizi nerelere götürürsünüz? Kapalıçarşı esnafının evinde genelde iyi yemek pişer. O yüzden kebapçı olsun, esnaf lokantası olsun, lezzet vasat ise esnaf o şeyi lokantacının kafasına fırlatır ve bir daha o mekana gelmez. Aslan Restoran senelerin lezzet durağı ve atölyeme çok yakın. Şeyhmuz’un bana cenneti andıran kebap tepsilerini dünyaya tanıtmak için bugüne kadar az çabalamadım. Damak zevkine düşkün ama ücreti henüz düşük çıraklar belki buralara uğramaz ama onlara göre de Sıra Odalar’ın Fahri’si var. Usta ile çırağın eşitlendiği yegane yerdir Fahri, kimin yanında yer bulabiliyorsanız oraya oturur; günün yemeği her ne ise kuzu kuzu yer; bitirir bitirmez de kalkar gidersiniz. Kurallara uymayan nice patronun Fahri Usta tarafından kovulduğunu bilirim. Doksanlarında olmasına rağmen usta her gün işinin başında. Allah zindelik ve uzun ömür versin derken nedense damağımı düşünüp, bencilleştiğimi hissetmiyor değilim. 

Geri

Sponsorlarımız

SOSYAL MEDYA #SunsetGrill&Bar

Sunset Grill&Bar sosyal medya hesaplarımıza aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Bizi takip edin!

  • HESAPLARIMIZ

SUNSETTER SUNSETTER Online dergi aboneliği için lütfen yan taraftaki formu doldurun.

© Copyright 2025 Sunset Grill&Bar Powered by Krank Bilişim Teknolojileri

Başa dön